Çok konuşulacak bir kulis bilgisi sızdı. AK Parti’de bir MYK üyesinin, “Siyasi kimliğimizi değiştirelim. Muhafazakâr-demokrat kimliğimizden sıyrılalım” sözlerine karşılık Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çok sinirlendiği öne sürüldü.
AK Parti bugün 23’üncü kuruluş yıl dönümününü partinin konferans salonunda düzenleyeceği etkinlik ile kutlayacak.
Kutlama öncesi kulislerden sızan bilgi dikkat çekti. AK Parti’nin gençlerle ilgili yaptırdığı son anket önceki gün yapılan MYK toplantısında tartışma konusu oldu. Gençlik Kolları’nın saha çalışmasında “Kendinizi hangi kimlikle tanımlıyorsunuz?” sorusunu yöneltilen gençler açık ara farkla “Atatürkçü” cevabı verdi, ikinci sırada ise ‘Milliyetçi’ cevabı yer aldı.
Türkiye gazetesinden Emrah Özcan’ın haberine göre, Bir MYK üyesinin “Siyasi kimliğimizi değiştirelim. Muhafazakâr-demokrat kimliğimizden sıyrılalım” dediği öğrenildi.
MYK üyesinin sözlerine karşılık Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çok sinirlendiği öne sürüldü. Erdoğan’ın bunun üzerine “Tanınma konusunda yaşadığımız herhangi bir sorunumuz yok. Biz icraatımızı gençlerimize daha iyi anlatmalıyız” dediği öğrenildi.
Ankara’nın Altındağ ilçesinde beş köpek daha zehirlenerek katledildi. Bu olay sonrası bir haber de Muğla’dan geldi. Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Meşelik mahallesinde, bölgedeki esnaf tarafından bakılan sokak köpeği, kanlar içerisinde bulundu.
AK Parti’nin Meclis’e sunduğu ve yürürlüğe giren sokakta yaşayan hayvanlara yönelik yasa tasarısı sonrası Türkiye’nin farklı kentlerinden hayvan katliamı görüntüleri gelmeye başladı. Dün Ankara’dan bugün ise Muğla’dan korkunç haberler geldi.
Yaralı köpek, Bodrum’da bulunan özel bir veteriner kliniğine kaldırıldı. Yapılan tetkiklerde köpeğin tabanca ile açılan ateş sonucu yaralandığı, kurşunun boyun bölgesinden girdiği ve çenesinin dağıldığı tespit edildi. Durumu stabil olan yaralı köpek, ameliyata alınacak.
Şikayet üzerine jandarma ekipleri, köpeği kimin vurduğunun belirlenmesi ve yakalanması için çalışma başlattı.
MasterChef kaosu bitmek tükenmek bilmiyor! Deniz gittikten sonra huzurlu bir yarış izleyeceğini sananlar yanıldı. Ümmühan’ın dün akşam sona kalması Deniz’e benzetildi.
MasterChef’te üçüncü haftanın ilk gününden entrikalar, kaoslar sıraya girdi. Yaşananlardan biri de Ümmühan’ın dışlanması oldu.
Takım kaptanları sırayla yarışmacı seçerken Ümmühan sona kaldı. Öyle ki hiçbir takıma istenmedi.
Hal böyle olunca şefler de sebebini sordu. Ümmühan’dan tıpkı Deniz’in yaptığı gibi “Strateji” cevabı geldi.
İlgi çekici konuları, sürükleyici dili ve büyüleyici atmosferiyle okurları kendinden geçiren kitapları hepimiz arıyor, arıyor ve bazen buluyor, bazen bulamıyoruz. Okumaya başladıktan sonra kafanızı kaldırıp 1 saniye bile olsa tavana baktırmayacak, atmosferiyle sizleri büyüleyecek kitapları sizler için bir araya getirdik.
Haruki Murakami – Zemberekkuşu’nun Güncesi
Japon yazar Haruki Murakami, tıpkı dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çok seviliyor. Daha çok ‘İmkânsızın Şarkısı’ ve ‘Sahilde Kafka’ kitaplarıyla tanınan yazarın en unutulmaz romanlarından biri de ‘Zemberekkuşu’nun Güncesi’. Kitabın konusu şu: Tokyo’nun mahallerinden birinde yaşayan genç Toru Okada, karısının kayıp kedisini aramaktadır. Toru, çok geçmeden Tokyo’nun kendi halindeki yüzeyinin alt kısımlarında gizlenmiş bir dünyada karısını ararken bulur kendini.
Amélie Nothomb – Kara Sohbet
Her yıl bir novella yazmasıyla bilinen Belçikalı yazar Amélie Nothomb’un en sevilen romanlarından biri ‘Kara Sohbet’. Kitabın konusu şu: Jerome Angust havaalanında uçağının gecikmeli kalkacağını öğrendiğinde, bunun başına ne dertler açacağından habersizdir. Uçak saatinin gelmesini beklerken çantasındaki kitabını açıp okumaya başlar. Yanına yaklaşıp onunla zorla sohbet etmeye çalışan densiz adamı ilk başta pek önemsemez. Ne var ki kısa sürede işin rengi değişir.
Margaret Atwood – Damızlık Kızın Öyküsü
Margaret Atwood’un başyapıt niteliğindeki feminist distopyası Damızlık Kızın Öyküsü, bütün distopyalar gibi geleceğe dair bir paranoyayı değil, içinde yaşadığımız gerçeğin ta kendisini dile getiriyor: Erkek egemen muhafazakâr bir rejimin üremeyle sınırlandırdığı, mahrem örtülerin ardına gizlediği kadın bedenleriyle bize aşina gelen bir gerçeğin!
Dan Brown – Da Vinci Şifresi
Harvard Üniversitesi Simge-Bilim Profesörü Robert Langdon, Paris’te iş gezisindeyken, gece yarısı, Louvre’un yaşlı müdürünün ölü bulunduğu haberini alır. Langdon ve yetenekli Fransız kriptoloji uzmanı Sophie Neveu, cesedin etrafındaki izleri takip ederek bu garip esrar perdesini araladıkça, ipuçlarının onları Da Vinci’nin tablosuna götürdüğünü keşfederler. Büyük usta bu sırrı herkesin görebileceği bir yere, ünlü eseri Mona Lisa tablosunun içine gizlemiştir.
John Steinbeck – Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlar, birbirine zıt karakterdeki iki mevsimlik tarım işçisinin, zeki George Milton ve onun güçlü kuvvetli ama akli dengesi bozuk yoldaşı Lennie Small’un öyküsünü anlatır. Küçük bir toprak satın alıp insanca bir hayat yaşamanın hayalini kuran bu ikilinin öyküsünde dostluk ve dayanışma duygusu önemli bir yer tutar. Steinbeck insanın insanla ilişkisini anlatmakla kalmaz insanın doğayla ve toplumla kurduğu ilişkileri de konu eder bu destansı romanında.
Magda Szabó – Iza’nın Şarkısı
Iza, babası ölünce yalnız kalan annesini yanına almak ister. Doktor kızıyla gurur duyan yaşlı kadın, sürdürdüğü taşra hayatını, anılarını, alışkanlıklarını, bir anlamda kimliğini bırakıp başkente taşınır. Ne yazık ki, yirminci yüzyılın ikinci yarısında, savaş sonrasında büyük bir hızla değişen Macar toplumunda, yalnızlık ve kuşak çatışması anlamına gelmektedir bu.
Elena Ferrante – Sen Gittin Gideli
Sen Gittin Gideli, kocası tarafından terk edilen ve iki çocuğuyla birlikte ayakta kalmaya çalışan Olga’nın hikâyesini anlatıyor. Olga kocasının ani kararının ardından, hayatın bütün sorumluluklarını tek başına sırtlanmak zorunda kalır. Bu çalkantılı dönemde kocasıyla, çocuklarıyla ama en çok da kendisiyle yüzleşir. En basit işler bile büyük sorunlara dönüşürken, Olga, yaşadığı büyük üzüntü ve hayal kırıklığının üstesinden gelmeye, dahası akıl sağlığını korumaya çalışır.
Yalı Çapkını’nın Abidin ile Suna’sı dün akşam muhteşem bir düğünle evlendi. Beril Pozam ile Ersin Arıcı’nın nikahını ise dizideki eli sopalı baba Kazım Ağa kıydı.
Dün akşam Yalı Çapkını’nda kavuşamayan Suna ile Abidin gerçek hayatta kavuştu. Beril Pozam ile Ersin Arıcı’nın düğünü herkesin gündemine yerleşti.
Düğünde tüm Yalı Çapkını ekibi de toplandı. Hatta nikahı dizinin pek de sevilmeyen karakteri Kazım Ağa’ya hayat veren Diren Polatoğulları kıydı.
Dizide kızı Suna için Abidin’i beğenmeyen Kazım Ağa, nikah memuru cübbesini giydi. Esprili bir dille çifti kutladı.
MasterChef’te dün akşam takım kaptanları kendi takımlarını belirlerken Muratcan, Nevzat’ı ayağı sakat olduğu için takıma alınmasını istemedi. Nevzat sosyal medya hesabından Muratcan’a göndermeli bir paylaşım yaptı.
MasterChef’te üçüncü haftanın takım kaptanları Onur ve Beyza oldu. En başarılı yemeği yapan Onur, karşısına Beyza’yı aldı.
Ardından dün akşam takım kaptanları ekibini belirledi. Takımlar belirlenirken Nevzat dışarda kaldı.
Sosyal medyada Kızılcık Şerbeti ile ilgili ortaya atılan bir iddia kafaları karıştırdı. Herkesin merak ettiği o soru ortaya çıkı: ‘Dizide zaman atlaması mı olacak?’
Kaynak: https://x.com/marsmaow/status/1825825…
Kızılcık Şerbeti yeni sezonu için Ağustos sonu çekimlere başlıyor. Ancak ortaya atılan bir iddia Eylül’ü beklerken çatlamamıza neden olacak gibi…
Yeni sezonda aramızdan ayrılan birçok oyuncu var: Alev, Rüzgar, Umut… Onlarsız bir Kızılcık Şerbo nasıl olacak, bilemiyoruz.
Diğer yandan bir üzücü haber daha geldi. X’de kullanıcıların iddiasına göre, Doğa ve Fatih’in minik kızı Cemreto da diziden ayrılıyor.
Yeni sezonda dizide olmayacağı iddia edilen minik oyuncu Alya’nın ardından acaba dizide zaman atlaması mı olacak, diye düşünmeden edemedik.
Belki de küçük Cemretomuz büyümüş ve babasına karşı annesi ile birlik olacaktır. Bakalım, neler olacak?
Türk televizyonlarının efsaneleşmiş dizilerinden Ezel’deki Eyşan karakteri ikonik karakterlerden biri olarak hala hafızalarımızda. Cansu Dere’nin canlandırdığı Eyşan ‘kötü’ karakter olarak lanse edilirken, X’te bir kullanıcı Eyşan’ın aslında masum olduğunu anlatan bir paylaşım yaptı.
Kenan İmirzalıoğlu ve Cansu Dere’nin başrolünde yer aldığı Ezel hiç şüphesiz Türk televizyon tarihine damga vurmuş bir dizi.
Özellikle Cansu Dere’nin canlandırdığı Eyşan karakteri dizinin ikonu haline gelirken, Eyşan’ın dizi boyunca yaptıkları “kötü karakter” olmasına sebebiyet vermişti.
X’te “Eyşan ne yaptı da sevmiyoruz?” sorusunu gören bir Ezel izleyicisi Eyşan’ın aslında “masum” olduğunu savunan bir paylaşım yaparken kısa sürede ortalık karıştı.
İşte bir kullanıcının Eyşan’ı masum, Ramiz Dayı’yı ise kötü gösteren o paylaşımı: